Tavsiye Filmler
Film insanı farklı yolculuklara çıkartan sanat dallarından biri. Filmin öğreticiliğinin tadını seviyor , kalıcılığını hayatımızda yaşıyoruz. Filmlerin duyu organlarımıza hitabı ve eğlenceli gelmesi de bir tercih unsuru olmasını arttırmakta. Hepimiz bu kadar severken kendimizi, çocukları, gençleri, aile oluşumuzu keşfetme yolculuğunda bize destek olmaları için tavsiyeleri aşağıya bırakıyorum. Keyifli ve farkında seyirler.
Her Çocuk Özeldir
Harfleri sayıları algılama problemi (disleksi) yaşayan bir çocuğun ailesi ve çevresi tarafından anlaşılamaz. Ailesi tarafından eğitimin zor ve uygunsuz olduğu bir okula yatılı gönderilir. Çocuk gittiği okulda tanıştığı öğretmeniyle farkedilmeye anlaşılmaya başlar. Farkedilmenin ve anlaşılmanın değişimini göreceğiniz, çocukların dünyasına gireceğiniz onların yaşadıkları sorunlarını kelimelerle anlatmadığını fark edeceğiniz bir filmdir. İçinizden bir parça beklide kendi çocukluğuna gidip anlaşılmayı beklediği günleri anımsayacak.Mucize
Auggie Pullman yaşıtı diğer çocuklardan biraz farklıdır. Çünkü yüzünde ciddi bir deformasyon vardır. Auggie diğer çocuklarla sıradan bir okula giderek, sıradan bir çocuk olduğunu kanıtlamaya çalışır. Çünkü esas güzellik derinin altında, içeride saklıdır. Farklı olan bireyi anlatırken farklı olan bir kardeşe, çocuğa, arkadaşa sahip olmayı da anlatan ailedeki ve çevredeki kişilerin psikolojisine ayrı ayrı ışık tutan bir film. Önyargıları ve önyargınızı kırdığınızda nelerin olduğunu göreceğiniz bir filmdir.Konuş Benimle
Yaşadığı sarsıcı olayın ardından sessizliğe bürünmüş olan Melinda (Kristen Stewart), lise hayatını dışlanmış bir genç olarak sürdürmektedir. Peki, Melinda annesinin ilgisizliğine ve arkadaşlarının alaycı tavırlarına rağmen iç dünyasında yaşadıklarını kelimelere dökecek cesareti bulabilecek midir? Aslında onun kimsenin bilmediği bir sırrı vardır ve bu sır açığa çıktığında her şey değişecektir. Kişiler yaşadıkları zor durumda susmayı tercih edebilir. Görünenin arkasındakini fark edeceğimiz bir filmdir.Kız Kardeşimin Hikayesi
Fitzgerald çifti bir gün acı gerçeği öğrenir. Sarave Brian Fitzgerald'a verilen kederli haber kızları Kate’in lösemi olduğunun bilgisidir. Çocuklarının sadece bir kaç yıl ömrünün kaldığı gerçeği çifti allak bullak etmiştir. Bunun üzerine çift Kate’e donör olması için Anna adında bir bebek sahibi daha olmaya karar verirler. İlk yaptıkları şey Anna’nın göbek bağından alınan kanı kullanmak olur. Yıllar geçtikten sonra artık Anna’dan Kate’e kemik iliği nakli yapılması gerekmektedir. 11 yaşındaysa, Kate’in böbrek nakline de ihtiyacı vardır. Bu olanların üzerine Anna, ailesinin onu bu amaçla kullanmasından dolayı onlara dava açar. Bu karar tüm aileyi parçalamıştır, çünkü Kate’e böbrek nakli yapılmazsa ölecektir. Kararlarımıza dışarıdan bakamadığımızı bunun nelerle sonuçlandığını içeriden görmediğimizi anlatan bir filmdir.Hayat Güzeldir
Hayat Güzeldir'de, başkahramanımız hayat dolu Guido’nun güzeller güzeli öğretmen Dora’ya vurulur ve tüm engellere ragmen evlenirler. Ardından bir de çocuk sahibi olan çiftin hayatlarındaki tüm pürüzler ortadan kalktığında savaş patlak verir. Yahudi oldukları için toplama kampına götürüldüklerinde Guido, oğluna esir kampının ve savaşın bir oyun olarak söyleyecek; oğlu, oyunu başarıyla tamamlarsa ödül olarak çok istediği bir oyuncak tankı hediye edecektir. İkinci Dünya Savaşı’nın sivillerin üzerindeki yıkıcı etkisini beyaz perdeye en iyi uyarlayan filmde bir anne babanın çaresizlikler içinde çocukları için çareler arayışını anlatan bir yapıt. Çocukların insanlar ve yaşanılanlar üzerindeki etkisini de anlatan bir film. En İyi Yabancı Film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Müzik olmak üzere üç dalda Oscar ödülü kazanmıştır.Lorenzo’nun Yağı
Lorenzo'nun Yağı, 7 yaşına kadar herhangi bir rahatsızlık belirtisi göstermeyen normal bir çocuk olan Lorenzo Odone'nin bir gün aniden tuhaf bir hastalığın pençesine düşmesiyle gelişen olaylar ve ailenin mücadele azmi konu ediliyor. Küçük çocuk, bir süre sonra ani bayılmalar ve hafıza kayıplarıyla karşı karşıya kalacaktır. Bu ADL adı verilen tedavisi olmayan bir hastalıktır. Lorenzo için doktorlar da en fazla birkaç yıl ömür biçerler. Herhangi bir tıp bilgisi olmayan Augosto ve Michaela çifti çocuklarını kurtarmak için tüm zamanlarını tedavi konusunda bir umut bulmak için harcarlar. Yaptıkları araştırmalar sonucu hastalığın kanda ki zararlı yağ asitlerinden olduğunu öğrenen çift, bir tedavi geliştirebilmek için her yolu denemeye başlar. Lorenzo's Oil, oğullarını kurtarmak için her türlü yolu deneyen ve buldukları tedavi tıp literatürüne giren Lorenzo Odone ve ailesinin gerçek yaşam hikayesini anlatıyor. En fazla 2 yıl yaşayabileceği söylenen Lorenzo'nun hastalığı, bu tedavi sayesinde daha fazla ilerlemedi ve Odone, 2008 Mayıs ayında 30 yaşında hayatını kaybetti. Film, dramatik konusunu oyuncuların üst düzey performansları sayesinde heyecanlı bir sinema filmine dönüştürmeyi başarırken, verdiği mesajla da sosyal bir sorumluluk görevini yerine getiriyor.Siyah (Black)
Paul ve eşi Catherine evlenmişler ve mutlu bir yuva kurmuşlardır. Kısa bir süre sonra Michelle adını verdikleri bir kız çocukları olur. Ama ailenin mutluluğu uzun sürmez zira Michelle ne görebilir ne de duyabilir. Anne baba Michelle’i dış dünyanın etkilerinden ne kadar korumaya çalışırlarsa çalışsınlar küçük kız büyüdükçe hırçınlaşmaktadır. Catherine bir kez daha hamile kalır ve Sara’yı doğurur. Bu sefer baba Paul Michelle’i bir kliniğe kapatmak ister. Tam da bugünlerde ailenin hayatına Debraj Sahai adında özel bir eğitmen girer. Hem sağır hem kör hem de dilsiz olan Michelle’i eğitmeye gönüllü olur. Küçük kız onun ellerinde hırçınlığını yavaş yavaş bir kenara bırakarak, eğitim almaya hatta diğer çocuklar gibi okula gitmeye bile başlar… Film 20 yy.’ın başlarında yaşamış olan Helen Keller’ın gerçek hayat öyküsünü anlattığı otobiyografik kitabı The Story of MyLife’ın Hindistan sinemasındaki uyarlaması. Farklılıkların sadece bilindiklerin dışındaki bir yöntemi istediğini gösteren bir filmdir.Ölü Ozanlar Derneği
"Ölü Ozanlar Derneği", devrimci bir bakış açısına sahip olan filmlerden birisi.... Filmde yer yer gerçeküstü göndermeler ve arkadaşlar arası dayanışmayı çok etkili bir şekilde dışa vuran sahneler mevcut... 1950’lerin Welton Akademisi ciddi, disiplinli ve akademik çevrelerde saygınlığı yüksek olan ancak gelenekselci bakış açısının iktidarda olduğu bir okuldur. Okul yönetiminin muhafazakar ve ortodoks tavırları okulu öğrenciler için sıkıcı ve bunaltıcı bir yer haline getirmektedir. Fakat yeni İngilizce öğretmeni John Keating’in okula atanmasıyla çok şey değişecektir... Keating öğrencilerine ders kitaplarını yırtıp atmalarını, kalıplaşmış düşünce şekillerinden uzaklaşmalarını ve hayatlarını dolu dolu yaşamalarını öğütlemesiyle okulun statü koçu tavrına son derece zıt bir profil çizmektedir. Öğrencilerini şiir ve nitelikli edebi yapıtlarla tanıştıran Keating onların pek çoğu üzerinde derin bir etki yaratır ve onların geleceğe dair hayallerinin şekillenmesini sağlar.Elbette Keating’in yaklaşımının okul yönetimi tarafından fark edilmesi ve üstüne gidilmesi uzun sürmeyecektir. Fakat okul müdürü Nolan Keating’i okuldan uzaklaştırma kararı aldığında hayatlarını değiştirdiği öğrencileri Keating’i savunmak için harekete geçerler. 1989’da dört dalda Oscar’a aday olan Ölü Ozanlar Derneği, Tom Schulman’a En İyi Senaryo ödülünü getirmişti.
